Halifelik, Müslümanlarda baş imamlık, göreviydi. Hz. Muhammed (sav) sağlığında imamlara kendi adına namaz kıldırmak yetkisini vererek kendisi baş imam olmuştu. Peygamber, Müslümanların din ve dünya işlerinin başkanı idi. Hz. Muhammed ölünce, Müslümanlar kendilerine Halife adı verilen ve Peygamberin vekili sayılan bir başkan seçtiler. Böylece Halife kelimesi Arap Devletlerinde devlet başkanına verilen bir san oldu. Emeviler devrinde halifelik babadan oğula geçen bir saltanat haline geldi. 1258'de Hulagu'nun Bağdat'ı zaptı üzerine Abbasi sülalesinden birinin Mısır Kölemenlerine sığınmasıyla halifelik Kölemenlerin himayesinde 1517'ye kadar devam etti. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, Mısır'ı zaptettiği zaman halife olan Mütevekkil Alallah'tan halifeliği aldı.
Yavuz Sultan Selim'den sonra gelen bütün Osmanlı Padişahları Halife sanını kullandılar. Son halife Abdülmecit Efendiye kadar halifelik devlet başkanlığı ile beraber gitmiştir.
Sultan İkinci Abdülhamit devrinde ve sonra, bütün Müslümanları bir idare altında toplamak gayesiyle "Panislamizm" siyaseti güdüldü. Bu siyaset, halkı Müslüman olan sömürgeye sahip Avrupa devletlerini aleyhimize çevirmekten başka bir şeye yaramadı. Bu devletler Osmanlı İmparatorluğunu bir an önce parçalamak, aralarında bölüşmek için faaliyete geçtiler. 19. yüzyılda gelişmeye başlayan mi1liyetçi1ik akımının, Türk o1mayan İslam toplulukları arasında yayılması, halifeliğin Müslümanlar üzerindeki nüfuzunu azalttı. Osmanlı İmparatorluğunun yıkılma devrinde ise, halifeliğin, Müslümanlar üzerindeki otoritesi tamamen sarsılmıştı.
Türkiye'de Cumhuriyetin ilanından sonda 3 Mart 1924 tarihli, "Hilafetin ilgasına ve Hanedan-ı Osmaniye'nin Türkiye Cumhuriyeti memalik-i hariciyesine çıkarılmasına dair kanun"la hilafet kaldırılmıştır. (bkz. Hilafetin kaldırılması)
Yavuz Sultan Selim'den sonra gelen bütün Osmanlı Padişahları Halife sanını kullandılar. Son halife Abdülmecit Efendiye kadar halifelik devlet başkanlığı ile beraber gitmiştir.
Sultan İkinci Abdülhamit devrinde ve sonra, bütün Müslümanları bir idare altında toplamak gayesiyle "Panislamizm" siyaseti güdüldü. Bu siyaset, halkı Müslüman olan sömürgeye sahip Avrupa devletlerini aleyhimize çevirmekten başka bir şeye yaramadı. Bu devletler Osmanlı İmparatorluğunu bir an önce parçalamak, aralarında bölüşmek için faaliyete geçtiler. 19. yüzyılda gelişmeye başlayan mi1liyetçi1ik akımının, Türk o1mayan İslam toplulukları arasında yayılması, halifeliğin Müslümanlar üzerindeki nüfuzunu azalttı. Osmanlı İmparatorluğunun yıkılma devrinde ise, halifeliğin, Müslümanlar üzerindeki otoritesi tamamen sarsılmıştı.
Türkiye'de Cumhuriyetin ilanından sonda 3 Mart 1924 tarihli, "Hilafetin ilgasına ve Hanedan-ı Osmaniye'nin Türkiye Cumhuriyeti memalik-i hariciyesine çıkarılmasına dair kanun"la hilafet kaldırılmıştır. (bkz. Hilafetin kaldırılması)
Görüşler
misafir - 5 yıl önce