Dava Partisi

Kısaca: Saddam Hüseyin döneminde Dava Partisi (Hizb el-Dawa el-İslamiyye) rejimin en tehlikeli muhalifiydi. Örgütün gizli, hücre-temelli yapısı ve katı disiplini, yüzlerce üyesinin ve binlerce potansiyel taraftarının tutuklanması ve öldürülmesine rağmen, örgütü karşı koyulması zor hale getiriyordu. Örgüt eski devlet başkanı Saddam Hüseyin`e en az yedi kez suikast girişiminde bulundu ve oğlu Uday`ı neredeyse öldürüyorlardı. Dava Partisi aynı zamanda Orta Doğu`da intihar saldırılarını ve eşzam ...devamı ☟

Dava Partisi
Dava Partisi

Saddam Hüseyin döneminde Dava Partisi (Hizb el-Dawa el-İslamiyye) rejimin en tehlikeli muhalifiydi. Örgütün gizli, hücre-temelli yapısı ve katı disiplini, yüzlerce üyesinin ve binlerce potansiyel taraftarının tutuklanması ve öldürülmesine rağmen, örgütü karşı koyulması zor hale getiriyordu. Örgüt eski devlet başkanı Saddam Hüseyin`e en az yedi kez suikast girişiminde bulundu ve oğlu Uday`ı neredeyse öldürüyorlardı. Dava Partisi aynı zamanda Orta Doğu`da intihar saldırılarını ve eşzamanlı terör saldırılarının öncülüğünü yaptı. Daha yakınlarda, ilk büyük Amerikan aleyhtarı gösteriyi 2002 Nisan`ında gerçekleştirdi.

Kilit İsimler

Dava`nın ruhani lideri Muhammed Bekir el-Sadr`dı. Ama parti aynı zamanda Büyük Ayetullah Muhsin el-Hakim`den ve diğer önde gelen din adamlarından da etkilemişti. Partinin operasyonel lideri Şeyh Arif el-Basri idi. Ayetullah Kasım el-Haeri 1970`lerde Şii Dava Partisi`nin lideriydi ve Ayetullah Humeyni`ye yakındı. Saddam`ın eziyetinden kurtulmak için 1980`de İran`a kaçtı ve şu anda Kum`da bulunuyor. El-Haeri yakın zamanlara kadar Mukteda El Sadr`ın akıl hocasıydı. Muhammed Mehdi Asefi, Muhammed Ali Taskiri ve Seyyid Kasım el-Haeri Dava Partisi`nin ruhani liderliğinde İran-yanlısı bir üçlü hükümdarlığı temsil ediyorlardı. Dava Partisi`nin kilit isimlerinden bazıları aynı zamanda Orta Doğu`daki çeşitli hayır örgütleri ve sosyal örgütlerde de nüfuz sahibidir. Yakın zamana kadar, Ehl-i Beyt Dünya Asamblesi (ABWA) eski başkanı Muhammed Ali Taskiri, etkili bir örgüt olan İslam Kültür ve İletişim Örgütü`nün başındaydı. Seyyid Kasım el-Haeri de her iki örgütün üyesiydi. Ehl-i Beyt Dünya Asamblesi, bütün dünyada Caferilik propagandası yapmakla görevli etkili bir misyoner örgüttür. Muhammed Mehdi Asefi 2000`de görevden çekildi ama Dava içerisinde hala etkili bir isim. Ne var ki, bu isimlerden hiçbirinin partinin aktivistleri üzerinde doğrudan bir etkisi yok gibi görünüyor. Baas rejiminin devrilmesinden sonra bazı kilit Dava liderleri Irak`a döndüler. Bunların başında İbrahim Caferi ve Muhammed Bekir el-Nasiri geliyor. Nasiri önceden Tahran`da bulunan etkili bir ideolog. Önde gelen bir din adamı olan Nasıri`nin partinin “felsefi yol göstericisi” olduğu söyleniyor.

İdeoloji

Dava Partisi`nin kurucu ideoloğu Muhammed Bekir el-Sadr, günün birinde iktidarı ele geçirip bir İslam devleti kuracak bir devrimciler kuşağı yetiştirerek hareketi planladı. Aynı zamanda, devletin din adamları tarafından kontrolüne izin vermedi. Daha ziyade, İslami dini müessese yasamayı denetleyecek ve bunların İslami normlara uygunluğunu sağlayacaktı. 200 bine yakın Iraklı Şii 1980`ler ve 1990`larda İran`a siyasi sürgün olarak gitti. Bu sürgünlerin çoğu İran`da üslenmiş bulunan ve Humeyni`nin “din adamları yönetimi”ni kabul etme eğilimindeki Dava Partisi`ne katıldı. “Din adamları yönetimi” meselesi sonunda partiyi parçalanmaya götürdü. Parti merkez komitesinin bazı din adamı üyeleri, örneğin Muhammed Mehdi Asefi ve Seyyid Kasım el-Haeri Parti`nin kendisini Humeyni`nin ve sonra onun halefi Ali Hamaney`in doğrudan otoritesine bırakmasını istedi. Bu mesele yüzünden Asefi görevinden çekilmeye zorlandı. Irak`taki Dava Partisi`nin, Lübnan`daki Hizbullah`ın takipçisi olduğu Lübnanlı Büyük Ayetullah Muhammed Hüseyin Fadlallah`ı takip ettiği yolunda rivayetler var. Fadlallah Necef`te doğdu ve burada eğitim gördü ve Lübnan`a 1965 yılında gitti. Lübnan`daki Hizbullah Irak`taki ABD birliklerine yönelik şiddet tehdidinde bulundu. Dava`nın siyasi ideolojisi, 1980 yılında Saddam Hüseyin rejimi tarafından öldürülen Muhammed Bekir el-Sadr tarafından geliştirilen İslami hükümet teorilerini takip ediyor.

Eylemler

Dava`nın Baasçıların iktidara gelmesinden sonra bir dizi suikastler ve düşük-düzeyli saldırılar düzenleyegeldiğine inanılıyor. Ne var ki, örgüt 1979 İran Devrimi`nden sonra ciddi şiddet eylemlerine başladı. Şah`ın devrilmesi Iraklı Şiilere güçlü güvenlik düzeneğine sahip en baskıcı rejimin bile, İslam ideolojisi kitleleri harekete geçirmekte kullanıldığı takdirde, yenilebileceğini gösterdi. Örgütün eylemlerine İran para ve askeri destek sağladı. Nisan 1980`de örgütün Tarık Aziz`e suikast girişiminden sonra rejim Muhammed Bekir el-Sadr`ı kızkardeşiyle birlikte öldürdü. Hareketin kurucusunun öldürülmesinden sonra Dava`nın askeri kanadının adı “Şehid el-Sadr” olarak değiştirildi. Dava Partisi ideolojik bir hareket ortaya çıkmakla birlikte askeri terörist operasyonlar sonraki yıllarda örgütün simgesi oldu. Dava Partisi Baas`a ve yandaşlarına artan bir şekilde şiddet kullandıkça hareketin ideolojik ve operasyonel eylemleri arasındaki ayrım aşındı. Dava Partisi gizli bir şekilde İran Körfezi ülkelerinde ve Lübnan`da şubeler kurdu; ki buralarda Şii azınlıklar (ve Bahreyn ile Lübnan`da Şii çoğunluklar) değişen ölçülerde baskıya maruz kalıyordu. Hareketin Lübnan şubesi 1981 Aralık`ında Beyrut`taki Irak elçiliğine bombalı intihar saldırısı düzenledi ve 27 kişi öldü. Bu eylemin Orta Doğu`daki ilk büyük bombalı intihar saldırısı olduğu düşünülüyor. Lübnanlı Dava Haziran 1982`de diğer radikal Şii gruplarla birleşerek Hizbullah hareketini oluşturdu. Dava`nın Irak dışındaki eylemleri arasında İran`a karşı savaşta Irak`ın Batılı ve Arap müttefiklerine karşı bir dizi saldırı bulunuyor. 1983 Aralık`ında Dava Partisi eylemcileri Kuveyt`teki Fransız ve Amerikan elçiliklerini bombaladı. Dava Partisi daha sonra bu saldırıların İran`daki Devrim Muhafızları`nın istihbarat servisi için çalışan ajanlar tarafından gerçekleştirildiğini söyleyerek, kendisiyle bu eylemler arasına mesafe koyma girişiminde bulundu. 1980`lerin sonlarında Dava Partisi enerjisini askeri eylemlerden siyasi eylemlere kaydırma yolunda bazı çabalarda bulundu. Ilımlı Tahran bürosunun yanısıra Dava Partisi bazı Avrupa Başkentleri`nde bürolar kurdu. Parti`nin Batı`da herhangi bir ciddi lobi faaliyeti başlattığı bilinmiyor ve bu ofisler temelde lojistik ve ruhani görevler icra ettiler.

Merkezler

1980`ler ve 1990`larda Dava Partisi`nin ana merkezleri İran ve Londra`daydı. Dava Partisi aynı zamanda başında Cevad el-Maliki`nin bulunduğu Suriye`deki bürosunu destekledi Irak`ın içerisinde, örgüt Orta Fırat bölgesinde (Güney Irak) ve özellikle Nasıriye çevresinde güçlü bir mevcudiyet sağladı. Bir diğer şube olan Tanzim el-Dava Basra`daydı. Baas rejiminin baskıları yüzünden bu şubeler bir diğeriyle iyi bir iletişim içerisinde değildi ve ideolojik açıdan oldukça farklılaştılar. Irak şubesi gizli kaldı ve dış etkilerden büyük ölçüde mahfuz kaldı. Baas rejimin devrilmesinden sonra, Dava ülkenin güney ve orta bölgelerinde açık bir şekilde kendini ortaya koyabildi. Başında İbrahim Caferi`nin bulunduğu İngiltere şubesi laik muhalefet güçleriyle ve (gayri resmi olarak) Batılı hükümetlerle ilişkiler kurmuş olmakla en pragmatik şube olarak görülüyor. Burası aynı zamanda en büyük hareket serbestisine sahip olan şubeydi ve böylece partinin ağırlık merkezi İran`dan buraya kaydı. Partinin polit-bürosunun başı olan Ebu Bilal el-Edib`in başında bulunduğu Tahran şubesi doğal olarak en İran-yanlısı şube ve buradaki unsurlar Velayet-i Fakih (din adamlarınını yönetimi) öğretisine daha yakınlar. Ne var ki, Dava İran`daki ruhban müessesinden büyük ölçüde bağımsız kaldı. Savaş sonrası ırak`ta, Londra`daki Dava şubesi Nasıriye ve Basra`daki hücre üyeleriyle yeniden irtibat kurarak en öne çıkan şube oldu.

Irak`ın yeniden yapılanması ve hükümete yönelik tutum

Dava Partisi resmi olarak Irak`ın Amerika önderliğindeki koalisyon kuvvetleri tarafından işgaline karşı çıktı. Haziran 2002`de kurulan Irak Ulusal Kuvvetleri Koalisyonu`na (Coalition of Iraqi National Forces - CINF) katıldı. Irak Ulusal Kuvvetleri Koalisyonu, üye örgütlerden Baas rejiminin “dış müdahale” olmadan devrilmesini desteklemelerini zorunlu kıldı. Parti Aralık 2002`deki Londra Konferansı`na katılmadı; ama Dava partisine yakın bir isim olduğu düşünülen Ehl-i Beyt Dünya Asamblesi`nden bir lider 65 üyelik İzleme ve Hazırlık Komitesi`ne (Follow-up and Arrangement Committee) seçildi. Irak`ın işgali öncesinde Dava Partisi tarihinde ilk kez ABD yetkilileriyle ilişki kurdu; Ocak 2003`te İbrahim Caferi ABD`ye gitti ve ABD`nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Zalmay Halilzad ile görüştü. İddia edildiğine göre Halilzad partiye izleme ve hazırlık komitesinde 5 sandalye önerdi ama bu öneri kesin bir şekilde reddedildi. 1980`lerin başlarında ABD Irak`taki Baas rejimini desteklediği sıralarda, Dava Partisi ateşli bir şekilde Amerikan-aleyhtarıydı ve çeşitli ülkelerde Amerikan hedeflerine saldırılar düzenliyordu. Dava Partisi, 15 Nisan`da Nasıriye`de düzenlenen gösterinin arkasındaydı. Bu gösteri konferansa, Washington tarafından savaş sonrası Irak`ı yönetmekle görevlendirilen İnsani Yardım ve Yeniden Yapılanma Bürosu`nun başkanı Jay Garner`ın başkanlık etmesini protesto etmek için düzenlenmişti. Dava Partisi`nin ılımlı liderlerinden biri olan İbrahim el-Caferi 16 Nisan`da Nasıriye yakınlarındaki ABD himayesindeki liderlik toplantısına katılmayı reddetti. ABD askeri yönetimiyle işbirliği yapmaya itiraz ettiğini söyledi. Ama Dava Partisi yetkilileri kendilerinden daha güçlü paramiliter güçlere sahip olan SCIRI ve Sadr hareketi karşısında siyasi rekabetin dışında kalmaktan korktular. Dava Partisi iran yanlısı olmakla birlikte Humeyni`nin devlet yönetiminin din adamlarının doğrudan kontrolü olması öğretisini reddediyor. Görünüşe göre parti çoğulcu bir demokratik sistemi savunuyor. 19 Nisan`da İbrahim el-Caferi, Dava Partisi`nin diğer Şii gruplardan daha az din adamı yönelimli olduğunu öne sürerek, hemen teknokratik bir geçici hükümet oluşturulması çağrısında bulunan Irak`a komşu ülkelerle bir toplantı mektubunu imzaladı. Böylece Dava Partisi Amerika`nın Irak`a müdahalesini desteklemeyi reddetmekle birlikte, kendisini İran`a tabi kılmayı da reddetti. Dava Partisi resmi olarak koalisyon kuvvetleriyle işbirliği yapmazken, pragmatik bir tutum benimsedi ve liderleri Irak`ta temsilci sir hükümete geçişi sabote edebilecek eylemlerden sakınma konusunda dikkatli olageldiler. Hatta Dava Partisi`nin silahlı direnişin kökünü kazımak konusunda ABD ile işbirliği yapmış olabileceği söylentileri vardı. Dava Partisi 13 Temmuz`da ABD sivil yöneticisi Paul Bremer tarafından atanan Irak Geçici Yönetim Konseyi`nde yer almayı kabul etti ve 25 sandalyeden 4`ünü kazandı.

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.