Damlacık, Sivas

Kısaca: Damlacık, Sivas ilinin Merkez ilçesine bağlı bir köydür. Köy Sival il merkezine 31 km. ...devamı ☟

Damlacık, Sivas
Damlacık, Sivas

Bilgikutusu Türkiye köy |isim = Damlacık |harita2 = Sivas_Turkey_Provinces_locator.jpg |harita2 boyut = 250px |harita2 açıklama = Sivas |harita1 = |harita1 boyut = |harita1 açıklama =
|harita = 
|harita boyut = 
|harita açıklama = |lat_deg = |lat_min = |lat_sec = |lat_hem = K |lon_deg = |lon_min = |lon_sec = |lon_hem = D |rakım = |yüzölçümü = |nüfus = 156 |nüfus yoğunluğu = |nüfus_ref = [1] |nüfus_itibariyle = 2000 |alan kodu =0346 |posta kodu = 58000 |bölge = Doğu Anadolu |il = Sivas |ilçe = Merkez
|Köy Muhtarı =İsmail Doğan
|websitesi = [2]


Damlacık, Sivas ilinin Merkez ilçesine bağlı bir köydür.

Tarihi



Damlacık Köyü, Sivas`a bağlı ve Elbeyli Köyleri olarak bilinen 42 pare köyden biridir. Elbeyliler esasında bir Türkmen boyu olup Malazgirt Savaşı`ndan sonra Anadolu`ya göçen diğer Türkmen boylarıyla birlikte hareket etmiş ve yalnız Sivas`taki Elbeyli yöresini değil, Bursa, Antep, Hatay, Kilis gibi yerleri de mesken tutmuşlardır. Sivas Elbeylileri`nin bu yöreye gelişinin Halep üzerinden, 13. asırda olduğu ifade edilmektedir.[3]

Kültür

Köyde ekmek olarak genelde ``eşgili`` (ekşili) tüketilmektedir. Bu ekmek esasında bazlamaya benzer bir ekmektir, birçok köyde farklı adlar altında (örneğin Hayırbey köyünde hamurlu adıyla) yapılmaktadır. Eskiden aileler çok daha kalabalık olduğu ve ağır işlerle meşgul olunduğundan daha çok ekmek tüketilir, bu sebeple ekmek pişirmek için özel ekmek günleri olurdu. Bu günlerde bir haftalık ekmek yapılırdı. Bu günlerde eşgilinin yanında yufka, yağlı, katmer, çörek, lavaş, peynirli, yumurtalı, ıspanaklı, kömbe gibi çeşitli türlerde ekmekler de yapılırdı. Günümüzde genelde eşgili tüketilmekte, ayrıca hemen her hanenin erkeği haftada en az bir kere şehre gittiğinden somun ekmek de alınmaktadır. Hatta günümüzde köydeki bazı aileler eşkili yerine somun ekmeğini tercih etmektedir.

Başlıca yemekler, herle (hem mercimek hem de patates herlesi, mercimek ya da patates yemeğinden farkı yapılırken içlerine az miktarda un katılmasıdır), mıhlama, düğülcek aşı (ince bulgurla yapılır), madımak aşı (tercihe göre yoğurtlu olabilir), ayran çorbası (yayla çorbası, ama içine nohut, fasulye gibi bakliyat da katılarak), pancar aşı, bacaklı çorba (yeşil mercimek ve erişteyle yapılır), mercimek yahnisi, kuskus, kulaklı (içine patetes konan ve üçgen şeklinde katlanan hamurun haşlanmasıyla yapılır), hingel (kulaklının boş olanıdır ve hamur fiyonk şeklindedir, tercihe göre yoğurtla da yapılır), pancar sarması (yaprak sarmasının pancar yaprağıyla yapılanı), turşu kavurması ya da ısıtmasıdır (burdaki turşu pezik turşusudur).

Köy düğünleri de diğer köylerinkine benzer. Üç günlük düğün süresince bir çok adet yerine getirilir. Başta halay olmak üzere değişik oyunlar kurulup oynanır; bunların bazısı teatraldir, senaryoludur, bazısında ise paso dayak atılır/yenir ve düğünden sonra günlerce falancaya ne kadar dayak atıldığı gülüşerek anlatılır. Düğünde kahya sıfatıyla işlerin düzenlenmesini, yolunda gitmesini sağlayan birisi bulunur. Kahyanın amacı düğün sahibinin işlerini hafifletmektir. Eskiden düğünlerde hikayeler de anlatılırmış, benim aklım yetmiyor. Hikaye anlatıcılığında hayli ustalaşan adamlar (Damlacık köyünde Gurali (Kuru Ali) örnek verilebilir) saatlerce Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin türünden aşk hikayeleri anlatır, yeri geldikçe kendileri de bu hikayelere uydurma bölümler falan katarlarmış.

Askere gidecek gençler -ki günümüzde epi topu on hanelik bir köyde pek sık olan bir şey değil- gitmeden birkaç gün önce toplu halde ya da birer ikişer eve çağrılır, yemek verilir, hali vakti yerinde olanlar harçlık da verirler ki bu Anadolu insanının kalenderliğini gösteren çok hoş bir davranıştır.

Hayat tarzları değiştikçe kültür de bu değişiklikten nasibini alıyor, bunu hepimiz biliyoruz. Bu kültür değişmelerinin hayatımızdan sildiği unsurların başında da erkeklerin akşamları toplandığı köy odaları geliyor. Küçüklüğümde Halis`in odasında toplanıldığını hatırlıyorum. Orada neler konuşulurdu? Orası biraz karışık. Bazen falancanın tarlasının nasıl gasp edileceği konuşulur, bazan bir köylü hanımını nasıl dövdüğünü ballandıra ballandıra anlatır, hanımına el kaldırmayanla kılıbık diye dalga geçilir, bazan da eski anılar, nükteler, temsiller, her biri defalarca anlatıldığı ve odadaki herkesçe bilindiği halde adeta ilk kez anlatılıyormuş ya da yaşanıyormuş gibi bir daha bir daha anlatılır, zevkle dinlenirmiş. Bu sonuncusunu çok iyi anlıyorum zira hala daha arada bir köye gidip de ihtiyarların bunları anlatışlarına şahit olduğumda aynı zevki ben de hissederim.

Komşuluk ilişkileri bazan iyi bazan kötüydü. suyu paylaşamazdınız, harmanı paylaşamazdınız, tumbun (tump: tarla sınırı) yeri konusunda anlaşamazdınız; öndüç (ödünç) bir kaşık salça isterdiniz, 10 tane eşgili isterdiniz, bir tutam tuz isterdiniz vs. Komşu daima komşunun külüne muhtaçtı.

Damlacık köyünde de işler diğer köylerdekiyle üç aşağı beş yukarı aynıdır yani, fazla geçmiş zamandan bahseder gibi oluşum boşa değil, dedik ya devir değişmiştir ve Damlacık biraz da hatıradan ibarettir artık.

Ayrıca Damlacıklılar diger ilbey köyleri arasında SIRIMCILAR olarakta bilinirler

Coğrafya

Köy Sivas`a 31 km uzaklıkta. Komşu köyler: Kahyalı, Yaramış, Hayırbey. Ayrıca Samsun hattıyla Kayseri hattının kesiştiği Kalın İstasyonu köyün arazisi dahilinde.

İklim

Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir.

Nüfus

|- 
Yıllara göre köy nüfus verileri
2007
2000 156 1997 205


Ekonomi

Köy, diğer birçok Anadolu köyü gibi tarihinin büyük kısmını yoksulluk ve mahrumiyet içinde geçirmiştir. Elektriğin köye gelmesi Turgut Özal`ın başbakanlığı dönemini bulmuştur. Özellikle son 20 yıl içinde değişen hayat şartları köylüye olumlu yansımıştır. Eski dönemlerde ``asbap`` (esvap: giyecek, elbise) günleri yapılır, kadınlar başlarının üstünde taşıdıkları kirli asbap yüklü a€˜ilaan`lerle (leğenlerle), ellerinde tokaçlarla, arap sabunlarıyla, köyün alt başından akan çaya giderler, giyecekleri orada yurlardı (yıkarlardı). Bulaşıkları da yine aynı leğenlerle, yine başlarının üzerinde köy çeşmesine götürür orada ``keşik`` (sıra) beklerlerdi. Bu keşik beklemeler aynı zamanda kadınlar arasında dedikodu ve sohbetin de başlıca vesilesiydi. Köyde bu dönemde dört çeşme vardır: Abud emminin pınarı, Corali`nin pınarı, Halis`in pınarı ve İbil`in Memmed`in pınarı. Eski dönemde evlere su bu çeşmelerden gelirdi. Kızlar, gelinler, ``omuzluk`` denen, iki başında helki, sıtıl, güğüm ya da kovanın asılmasına yarayacak biçimde demir çengeller takılı aletle evlere, dedikodu eşliğinde keşik bekledikten sonra su taşırlardı. Günümüzde şebeke suyu evlere girmiş durumdadır.

Yine diğer köylerde olduğu gibi bu köyde de ev yapısı zamanla değişmiştir. Eskiden evlerin tamamı kerpiçtendi. Günümüzde kerpiç ev kalmamıştır.

Köyde başlıca geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Köye traktörün ilk girişi yaklaşık kırk yıl öncedir. Yirmi sene öncesine kadar çiftte çubukta kağnının kullanılmıştır. Bugünse hemen her evde bir çiftçiye lazım olacak alet-edevat mevcuttur, tarlada ve harmanda geçirilen süre eskiye nazaran kat kat azalmış durumda, daha az insan gücüyle daha fazla hasat alınabiliyor. Ama mahsul köylüyü memnun edecek kadar para etmediğinden özellikle gençler ekin zamanı dışında inşaatlarda çalışmaktadırlar.

Küçükbaş hayvancılık çevre köylerin çoğunda olduğu gibi Damlacık`ta da terk edildi. Büyükbaş hayvancılık yapılıyor ve bu da yalnızca evin peynirini-sütünü temin etmek için yapılmıyor: daha ziyade süt satımı ve besicilik odaklı yapılıyor. Eskiden aileler çok kalabalık, hayvanlar bakımsızdı; bugün hane halkının sayısı az, hayvanlar daha iyi besleniyor ve sütü de eti de -istenen kazancı sağlamasa bile- satılıyor.

Muhtarlık

Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için köy muhtarlık seçimleri de yapılmaktadır.

Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları:

2004 - İsmail Doğan
1999 - Mehmet Delibaş
1994 - Hamdi Dogan
1989 - Hamdi Doğan
1984 - Hamdi Doğan
1979 - Halis Deniz


Altyapı bilgileri

Köyde ilköğretim okulu var, ama bu yıl (2007-08 öğretim yılında) okul faaliyet göstermeyecek. Köy hemen bütün Anadolu köyleri gibi aşağı yukarı 30 senedir sürekli göç vermekte ve sanırım halihazırda köyde on hane ya var ya yok. (Çocukluğumda bu sayı 50`ye yakındı diye hatırlıyorum). Öğrenci sayısı onu bulmayan köylere öğretmen verilmediği ve bu sene öğrenci sayısı sekizde kaldığı için bu çocuklar taşımalı eğitimle başka köylerde tahsil görecekler.

Köyün içme suyu şebekesi var, kanalizasyon şebekesi yok. Ptt şubesi ve ptt acentesi yok. Sağlık ocağı ve sağlık evi yok. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon var.

Linkler



köy-taslak Sivas merkez belde ve köyleri

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.