
Belçika’nın 1830’da bağımsız bir krallık haline gelmesinden sonra gerek eski Brüksel ve gerekse bağlı bucakları ile Büyük Brüksel çok hızlı genişlemeye başlamıştır. Zenne Irmağı Vadisi boyunca ve ırmağın kolları arasındaki platolar üzerinde giderek binalar yapılmıştır. Bölgedeki göller doldurulmuş, akarsuların da üstü kapatılarak boşaltım kanallarına dönüştürülmüştür.
Brüksel, kamu kuruluşlarının, devlet dairelerinin ve konut semtlerinin yer aldığı yukarı kesim ile ticari üretim etkinliklerinin ve milletlerarası kuruluşların yer aldığı aşağı kesim şeklinde ikiye bölünmüştür.
Brüksel’de madencilik, metalürji, kimya, kağıt, seramik ve besin sanayii gelişmiştir. Bunların yanısıra geleneksel el sanatları da yaygındır. Brüksel’deki en önemli eğitim kurumları arasında Brüksel Bağımsız Üniversitesi başta olmak üzere, Saint Louis Enstitüsüne bağlı Katolik yüksek okulları, fen bilimleri, tıp, Fransız dili ve edebiyatı, Flaman dili ve edebiyatı konularında eğitim veren kraliyet akademileri ve bir de yüksek askeri okul sayılabilir. Kültürel alanda da müzik, tiyatro, sinema ve televizyon çok ilgi ve destek gören alanlardır.
Brüksel
Avrupa Birliği'nin 3 ana kurumu olan AB Komisyonu, AB Bakanlar Konseyi ve Avrupa Parlamentosu içinde ilk ikisinin resmi organlarının büyük çoğunluğu Brüksel'de yerleşiktir. Sonuncusu Avrupa Parlamentosu ise Strazburg ile dönüşümlü olarak Brüksel'de çalışmalarını yürütmektedir. Bunlara bağlı ve bunlarla ilgili irili ufaklı yüzlerce kuruluş da dikkate alındığında Brüksel, bu sebeplerden, AB veya Avrupa başkenti olarak gösterilir. Ayrıca NATO Merkez Karargahı da Brüksel'dedir.Nüfusun çoğunluğunun ana dili Fransızca'dır (80%). Brüksel kökenli veya Brüksel'e Flaman bölgesinden gelmiş ve Flamanca (Hollanda dilinin bir lehçesi) konuşan bir azınlık da bulunmaktadır (20%). Bu yönden Brüksel (aslen bir Flaman şehri olmasına rağmen) bir Flaman denizinin ortasında bir Fransız adası gibidir. Bu demografik özelliğe rağmen Brüksel'de iki resmi dil Fransızca ve Flamanca'dır ve hukuken eşit ve her alanda zorunludur.
Belçika vatandaşlığını edinmek diğer AB ülkelerine kıyasla çok daha kolay olduğu için 1960'lardan itibaren kaydadeğer bir yabancı kökenli nüfus da Brüksel'e yerleşmiştir. Başlangıçta genellikle vasıfsız göçmen işçi olarak gelen bu kuşak ve ardından ikinci ve üçüncü nesiller içinde, başta Fas'lı Araplar, ardından, aşağı yukarı denk sayıda, çoğu Emirdağ, Afyon kökenli Türkler ve eski bir Belçika sömürgesi olan Kongo'lu Afrikalılar, köken sıralamasında ilk üçü oluşturmaktadırlar. 1970'lerden itibaren özellikle AB resmi kurumlarının sağladığı iş imkanları nedeniyle yabancı kökenli nüfusa, AB ülkeleri kökenli ve daha kalifiye bir topluluk da eklenmiştir ve sayıları artmaktadır.
Brüksel nüfusuna bu yollarla dahil olmuş yabancı kökenlilerin toplam nüfusun %28.5'ini oluşturduğu hesaplanmaktadır. İstanbul ile benzerlikler arzeden bu süreç sonrasında son 30-40 yılda Batı Avrupa'da nüfus, kültür ve mimari yapısı Brüksel kadar değişmiş kent yoktur denilebilir. Bu süreç içinde bir gettolaşma da doğmuş, yerli Brükselliler belli semtlerde ağırlıklarını muhafaza eder, buralara adeta 'çekilir'ken, Faslı, Türk ve zenci Afrikalı semtleri ve bir AB kurumları ve çalışanları mahallesi oluşmuştur.
Kardeş Şehirler
Dış bağlantılar
Kaynaklar
* Rehber Ansiklopedisi- Vikipedi
Görüşler