Arakonak, Solhan

Kısaca: Arakonak, 24 Aralık 1995 tarihinde belde sıfatını alan, Solhan ilçesi sınırları dahilinde en büyük yerleşim yeri ve tek kasabasıdır. Eski adı "Girvas"dır. ...devamı ☟

Arakonak, Solhan
Arakonak, Solhan

Arakonak, 24 Aralık 1995 tarihinde belde sıfatını alan, Solhan ilçesi sınırları dahilinde en büyük yerleşim yeri ve tek kasabasıdır. Eski adı "Girvas"dır.

Tarihi

Kasaba ilk olarak Akkoyunlular zamanında şimdiki yerleşim yerinin kuzeyindeki Dizik Tepesi`nde bir kale ile birlikte köy olarak kurulmuştur. 1473 yılında Akkoyunlular ve Osmanlılar arasında çıkan Otlukbeli Savaşı sırasında Osmanlı himayesine girdi. Kale Osmanlılar tarafından yıkıldı.

Birinci Dünya Savaşı`na kadar köydeki Ermeni kökenli yurttaşlarla birlikte yıllarca kardeş gibi hayatlarını ikame eden halk, bu savaşın başlaması ve daha öncesine dayanan milliyetçilik hareketinin etkisi ile Ermeniler, savaş yıllarında zor durumdaki Osmanlı Devletine karşı Rusların kışkırtması ve desteği ile bir iskan edinme politikası izlemişler ancak bunda başarılı olamamışlardır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Rusların işgali karşısında halk güney illerine göç etmiştir. Ruslar Alopin yaylasını bir karargah merkezi haline getirmişlerdir. Buna karşılık Genç ve Diyarbakır ilinin kuzeyine yerleşen halk milli birlikler oluşturarak çete savaşı yapmışlardır. Yorgun olan ordumuz Masalla Deresine yerleşince Rus ordusu kasabanın Kıban Düzlüğüne yerleşmişti. Çevreyi çok iyi bilen yöre halkı 7. Tümenile birleşerek KUREHESİRAN denilen mevkide düşmanla karşılamışlar. Yapılan şiddetli çarpışmalar sonucu 7. Tümeniden birkaç kişi kurtulabilmiştir.

1917 yılında Rusya`da çıkan ihtilal yüzünden Rusların birliklerini geri çekmesi ile güney illerine göç eden halk savaştan sonra tekrar köye dönüp yerleşmişleridir. 100 aileden ancak 17`si sağ olarak dönmüşler.

Coğrafyası

Arakonak Beldesi; Bingöl ili merkezine 67, Solhan ilçesine 7 km. uzaklıkta yer alır. Doğuda; Muş iline bağlı Çengelli Köyü, kuzeyde; Karlıova ilçesine bağlı İsa Köyü, batıda; Solhan İlçesi ve Göksu Köyü, güneyde ise Şimşirpınar Köyü sınırı ile çevrilidir. Ayrıca köyün güney bölgesinde yeleşim yeri ile Kıban Düzlüğü arasında karayolu geçmektedir. Beldenin yüzölçümü yaklaşık 165 km²`dir. Deniz seviyesinden 1620 mt. yüksekliktedir.

Yeryüzü

Beldenin arazisi genelde engebeli ve dağlıktır. Yer yer 2.500 metre yükseklikte olan dağlar bulunur. Çevrenin en önemli yaylalarından ALOPİN Yaylası havası ve soğuk sularıyla hayati önem taşır. Kıban Düzlüğü ise dağlarla çevrilidir. Ova tamamen susuzdur. Genelde otu biçildikten sonra başıboş bırakılır ve hayvanlar tarafından otlatılır.

Alopin dağlarından doğan en büyük su Hazar Deresi`dir. Bu dere kasabanın ortasından güneybatıya doğru akar. Solhan ilçesinden Bazmanan Deresi ve daha sonra Hazarşah`tan gelen su ile birleşerek Masalla Çayı`nı oluşturur. Daha ileride Turna İstasyonu`nda Murat Nehri`ne karışır.

Beldedeki yaylanın volkanik dağların üzerinde oluşan birçok göl vardır. Bu göllerin en önemlisi Ördekler Gölü`dür.

İklim

Beldede Karasal iklim hüküm sürmekte. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. İlkbahar ve sonbaharda bol yağmur düşer. Sıcaklık ortalama temmuz ayında 38° bulur. Ocak ayında ise; 0-5 derecedir. Genelde yüksek dağlarla çevrili olan belde ilkbaharda ısnır. Ancak çevredeki dağların havası gündüz serin, gece soğuk geçer. Genelde kuzey rüzgarları görülür. Kuzey rüzgarları kışın zaman zaman şiddetli fırtına şeklinde eser.

Nüfus ve ekonomi

Belde nüfusu 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımına göre 3.656`dır. 2006 yılı itibariyle hane sayısı 445`dir. Nüfusun büyük çoğunluğu hayvancılıkla uğraşmaktadır. Beldemizde tarıma elverişli alanlar da mevcuttur. Özellikle Kıban Düzlüğü ve Beldedeki araziler tarım için elverişli bir ortam sağlar. Ancak halkın çoğunluğunun hayvancılıkla uğraşması nedeniyle bu araziler daha çok kış mevsimi için hayvanlara ot olarak kullanılmaktadır. İlkbahar mevsimi ile birlikte halkın büyük çoğunluğu sadece kendi ihtiyaçlarını karşılaması için sebze ve meyve üretmektedir.

Halkın büyük çoğunluğu hayvancılıkla uğraşmaktadır. En çok küçükbaş (koyun, keçi), Büyükbaş (inek) yetiştirilmektedir. Bunun yanısıra ticaret ve taşımacılıkla uğraşanlar da vardır.

Özellikle 1990 yılından sonra bölgede yaşanan terör ortamı ve işsizlik nedeniyle büyük kentlere bir göç meydana gelmiştir. Bursa, İstanbul, Mersin, Adana ve Osmaniye en çok göç edilen kentlerdir. İşsizlik nedeniyle birçok genç İstanbul, Bursa, İzmir, Kocaeli ve Antalya gibi büyük şehirlerde çalışmaya gitmektedirler. Beldedeki işsizlik oranı %30 civarındadır.

Beldede 1948 yılında ahşap tipte halk ve devlet işbirliği ile bir derslikli ilkokul açıldı. 1949 yılında da öğretime başlandı. 1986-1987 Eğitim ve Öğretim yılında da ortaokul açıldı. 8 yıllık temel eğitime geçilmesi ile İlköğretim Okulu olarak birleştirildi.

İMKB tarafından yaptırılan 16 derslikli yeni ilköğretim okulu binası 2004-2005 Eğitim ve Öğretim döneminde açılarak halen bu binada öğrenime devam edilmektedir.

Belde halkının eğitim oranı oldukça düşük sayılır. Özellikle 35 yaşın üstündeki kadınlarda bu düşüklük oldukça belirgindir. Ancak son yıllarda ülkemiz genelinde eğitime verilen önem ve giderek halkın bu konuda bilinçlenmesi ile artık okuma yazma oranı hızlı bir şekilde artmaktadır.

Kültür

Beldede, kadınlar genellikle aynı model elbise giymekte ve bu elbiseler belden kesme eteği pileli, kumaşında çok canlı renkler hakimdir. Kadınlar elbiselerin üzerine kuşak sarmaktadırlar. Başlarına yazma ve üzerine tekrar bir eşarp bağlamaları yaygındır. Erkekler ise puşu, küllah tamaktadırlar.

Kadınlar genellikle ev işlerine, bostan ve bahçe işlerine bakmaktadır. Yine hayvancılıkla uğraşanların kadınları hayvanların sağılması gibi görevlerde bulunmaktadırlar. Özellikle kadınların hayvanların sağılması için katetikleri yol boyunca örgü örmeleri de dikkate değer katkılardır.

Erkekler ise evin geçiminden sorumludur. Hayvan sahipleri yaz mevsimine doğru otların biçilmesi ve taşınması işini yaparlar. Hayvanlarına bakıcılık yapar ve kış için gerekli ihtiyaçların teminini sağlar.

Her ne kadar erkek egemenliği ön planda tutulsa da, özellikle aileyi ilgilendiren konularda alınacak kararlarda kadınların da en az erkekler kadar etkin olduğu görülür. Herşey karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde yapılır.

Düğünler

Kasabada evlilikler genellikle anlaşarak yapılır. Birbirlerini beğenen kız ve erek, işi aileye bırakırlar. Aileler arasında anlaşma sağlandıktan sonra oğlanın erkek yakınları ve beldenin ileri gelenleri kız istemeye giderler. Kız tarafından olumlu cevap alındıktan sonra oğlanın yakını olan kadınlar hediyelerle beraber gelin görmeye giderler. Bu tören aynı zamanda nişan töreni sayılmaktadır. Törende şerbet içilip çerez yendikten sonra alınmış olan takılar geline takılır. Bu takılar kız tarafının isteği ve oğlan tarafının maddi durumuna göre değişmektedir. Nişanlılık süresinde geline, bayramlarda ve diğer günlerde hediyeler götürmek adettir. Düğünler genellikle sonbahar mevsiminde yapılmaktadır. Gerekli eşyalar alınıp düğün günü tespit edilerek akrabalara ve tanıdıklara duyurulur. Düğünler iki gün sürmektedir. İlk gün erkek tarafı toplanarak kız tarafına kına yapmaya giderler. Gelen misafirlere şerbet ve çerez dağıtıldıktan sonra gelin ortaya konularak oğlanın kız kardeşi veya yakın akrabası tarafından kına yakılır. Bu sırada erkek tarafı ve kızı tarafı kıza takılar takar. Genç kızlar bu arada oyun oynayarak eğlenirler. Bundan sonra gelen misafirler evlerine dönerler. Oğlanın evinde de o gece çeşitli eğlenceler olur. Gençler hazırladıkları kınayı türküler söyleyerek damadın eline yakarlar. Bu arada damada paralar takılır.

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.