Old

Old

1. anlamı s., i. eski, ihtiyar, yaşlı; aşınmış, eskimiş; köhne; tecrübeli, meleke sahibi, pişkin; modası geçmiş; k.dili çok; harika; k.dili sevgili (dost); i. eski zamanlar. old age ihtiyarlık, yaşlılık. old clothes man eskici. the old country göçmenin eski.
2. anlamı yaşlı. ... yaşında. eski. önceki. deneyimli. pişkin.

Old

Old tanım:

Kelime: old
Söyleniş: 'Old; for sense 9 usually 'Ol
İşlev: adjective
Kökeni: Middle English, from Old English eald; akin to Old High German alt old, Latin alere to nourish, alescere to grow, altus high, deep
1 a : dating from the remote past : ANCIENT old traditions b : persisting from an earlier time an old ailment they brought up the same old argument c : of long standing an old friend
2 a : distinguished from an object of the same kind by being of an earlier date many still used the old name b capitalized : belonging to an early period in the development of a language or literature Old Persian
3 : having existed for a specified period of time a girl three years old
4 : of, relating to, or originating in a past era old chronicles record the event
5 a : advanced in years or age an old man b : showing the characteristics of age looked old at 20
6 : EXPERIENCED an old trooper speaking of the last war
7 : FORMER his old students
8 a : showing the effects of time or use : WORN, AGED old shoes b : well advanced toward reduction by running water to the lowest level possible -- used of topographic features c : no longer in use : DISCARDED old rags d : of a grayish or dusty color old mauve e : TIRESOME gets old fast
9 a : long familiar same old story good old Joe b -- used as an intensive a high old time c -- used to express an attitude of affection or amusement a big old dog flex the old biceps any old time
synonyms OLD, ANCIENT, VENERABLE, ANTIQUE, ANTIQUATED, ARCHAIC, OBSOLETE mean having come into existence or use in the more or less distant past. OLD may apply to either actual or merely relative length of existence old houses an old sweater of mine . ANCIENT applies to occurrence, existence, or use in or survival from the distant past ancient accounts of dragons . VENERABLE stresses the impressiveness and dignity of great age the family's venerable patriarch . ANTIQUE applies to what has come down from a former or ancient time collected antique Chippendale furniture . ANTIQUATED implies being discredited or outmoded or otherwise inappropriate to the present time antiquated teaching methods . ARCHAIC implies having the character or characteristics of a much earlier time the play used archaic language to convey a sense of period . OBSOLETE may apply to something regarded as no longer acceptable or useful even though it is still in existence a computer that makes earlier models obsolete .

Old

İngilizce Old kelimesinin İspanyolca karşılığı.
adj. viejo, anciano, antiguo, añejo, añoso, avejentado, envejecido, legendario, metido en años, provecto, vejete s. los viejos, los ancianos s. - de edad

Old

İngilizce Old kelimesinin Fransızca karşılığı.
adj. vieux; âgé; ancien; archaïque n. les vieux n. vieux; vieillard

Old

İngilizce Old kelimesinin Almanca karşılığı.
adj. alt, alten, älteren; langjährig; im Alter n. alt n. Alter

Old

İngilizce Old kelimesinin İtalyanca karşılığı.
agg. vecchio; anziano; d'antica data, antico; di prima, precedente; superato, antiquato; andato, passato, di un tempo; grande; ex; usato, consunto, logoro, frusto; esperto, pratico; incallito, inveterato s. vecchi

Old

İngilizce Old kelimesinin Portekizce karşılığı.
adj. velho; antigo; idoso; veterano; do passado s. velhos s. pessoa que tem x anos de idade

Old

s. bayat, eski, köhne, eskiden kalma, yaşlı, ihtiyar, kart, tecrübeli, eskimiş, pişkin, önceki, harika i. eski zamanlar

Old

İngilizce Old kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
bn. oud, ouwe, bejaard, ouderwets, versleten, vroeger, ervaren, verstokt, vervallen, vergevorderd

Old

adj. aged; elderly; not new; veteran; former; of the age # n. elderly, senior citizens n. person who is # years old, person of the age #

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Old Trafford
2 yıl önce

Old Trafford Stadyumu; İngiltere'nin, Manchester şehrinde bulunan ve Manchester United'ın iç saha maçlarını oynadığı 76.212 kişilik futbol stadyumudur...

Old Trafford Stadı, 1910, 1941, 1949, 2.Dünya Savaşı, AOL Arena, Almanya, Amsterdam ArenA, Atatürk Olimpiyat Stadı, Atina Olimpiyat Stadı, Avusturya
Old fashioned
6 yıl önce

Old Fashioned, amaro, şeker ve viski ya da bourbon ile yapılan bir kokteyl çeşididir. İlk kez 1880'li yılarda old fashioned adı kayıtlara geçmiştir. Old...

Old Before I Die
6 yıl önce

"Old Before I Die" Robbie Williams tarafından 1997 yılında yayınlanmıştır. Bu tekli Robbie'nin çıkış albümü Life Thru a Lens 'den çıkan ilk teklidir....

Old man fiddle
6 yıl önce

"Old Man Fiddle" (Türkçe: Yaşlı Adam Fiddle), Pihasoittajat tarafından seslendirilen 1975 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Finlandiya'yı temsil eden şarkı...

Old man fiddle, Finlandiya ülke bayrağı, Finlandiya, 1975 Eurovision Şarkı Yarışması, Eurovision, Finlandiya, Taslak, Pihasoittajat
Old Time's Sake
6 yıl önce

"Old Time's Sake", Amerikalı hip hop müzisyeni Eminem tarafından beşinci stüdyo albümü Relapse için kaydedilen bir şarkıdır. Yazarlığını Eminem, Dr. Dre...

Bana Old and Wise'ı Çal
6 yıl önce

Bana Old and Wise'ı Çal, Çağan Irmak'ın 1998 yılında çektiği kısa film. Film, televizyonlarda yayımlanmamış, gösterimi festivallerle sınırlı kalmıştır...

Bana Old and Wise`ı Çal (film), 1998, Derya Alabora, Ege Üniversitesi, Erkan Can, IMDb, Kısa film, Mahinur Ergun, SinemaTürk, The Alan Parsons Project, Türkiye
Old Harbor, Alaska
6 yıl önce

Old Harbor (Supikçe Nuniaq , İngilizce Old Harbor «Eski Liman», Rusça Старая гавань Staraya Gavan’ «Eski Liman»), Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı...

Old Money (Simpsonlar)
6 yıl önce

"Old Money", Simpsonlar'ın ikinci sezonunun on yedinci bölümüdür. Bölüm, 28 Mart 1991'de Amerika Birleşik Devletleri'nde Fox kanalında yayınlandı. Bölümün...