Kıbrıs'ta ilk özel Türkçe gazete olan Saded 1889'da yayınlanmaya başlar. Onu 1891'de Zaman, 1892'de Yeni Zaman takip eder.
İlk mizah gazetesi olan Kokonoz 1896, ilk roman örneği olan Bir Gece Sohbeti ve Muzaffer Galib'in Bir Bakış adlı eseri 1892, Kaytazzade Nazım'ın Yadigar-ı Muhabbet adlı romanı ise 1893 senesine aittir.
Bu esnada şiir yazımı da gazete yayınlarıyla birlikte yürümektedir. Gazete yazarı olan Muzaffereddin Galib ve romancı Kaytazzade Nazım aynı zamanda şiirleriyle de tanınır.
Kıbrıs Türk şiiri, Larnakalı Mehmed Nazım Beyin öncülüğü ile serbest nazma geçer.
Bu isimler yanında şiirde M.Sabri, Muallim Cevdet, gazete ve düzyazıda Sadık Efendi, Bodamyalızade Mehmed Münir Bey, İsmail Fethi, Mehmed Derviş, Ahmed Raşid, Ahmed Raik (Çağlayan), Mehmed Remzi Okan ve Hafız Cemal sayılabilir.
Bütün yayın hayatının esas konuları ise, “saltanatı yerme”, “Anavatana ve Mustafa Kemal'e bağlılık” ile “İngiliz, Rum baskılarına karşı direnme” şeklinde özetlenebilir.
Bir yandan da Halk Edebiyatı zengin geleneğini sürdürmektedir.
(1923-1955) dönemi: İngiliz sömürge idaresinin bu ilk dönemi Kıbrıs Türkleri için bir suskunluk dönemidir. İngilizlerin Türkler üzerindeki baskıları ve koydukları kısıtlamalar günlük hayatın her safhasına yayılır.
1943'ten sonra bazı milli günlerin kutlanması benimsenir; geçmişe özlem duyan başlıklarla yazılar, bazı antolojik eserler ve edebi dergiler yayınlanmaya başlanır. Bu dönemin şairleri arasında, Nasyonel Sosyalistf SüleymanEbeoğlu, Urkiye Mine Balman, Engin Gönül, Pembe Marmara, Necla Salih Suphi, Rauf Denktaş, Ahmed Esad; ardından da İbrahim Zeki Burdurlu, Mustafa İzzet Adiloğlu, Özker Yaşın, Ahmed Gazioğlu, Özdemir Sennaroğlu, Cem Sual, Cevdet Çağdaş, Taner F. Baybars, Oğuz Kusetoğlu, Salahi Sonyel sayılabilir.
Hikmet Taşkent ve N.Sami Banarlı, dönemin iki büyük destekçisidir. Bu dönem şiirinde, vezin olarak hece, konu olarak da milliyetçilik ağır basmıştır.
Nesir sahasında da makale, roman, hikaye, tiyatro, opera, sohbet gibi değişik türlerde, milliyetçilikten, ahlak ve politikadan cihanşümulluğa kadar çeşitli konular ele alınır. En güçlü isimler arasında Av. Fadıl Korkut, Hikmet Afif Mapolar, Rauf Denktaş, Nazım Ali İleri, Talat Yurdakul, Semih Sait Umar, İsmail Karagözlü, Erol Erduran, Argun F.Korkut, Samet Mart, Kemal Müderrisoğlu sayılabilir.
Nisan 1955'te başlayan yıldırma hareketlerinin tesiriyle yeni yetişen kalemler, farklı bir dönemin temellerini atarlar.
Rumların adayı Yunanistan'la birleştirme idealine dayanan tedhiş hareketlerinde hedef önceleri İngilizlerken sonra Türkler de hedef alınır.
Özker Yaşın, Oktay Öksüzoğlu, Ülkü İrfan Yıldız, Mehmed Levent, Orbay Deliceırmak, Süleyman Uluçamgil ve Türkiye'den gelen Arif Nihat Asya ile Osman Türkay gibi şairlerin yanında Kutlu Adalı, İsmet Kotak, Fuad Veziroğlu, Oğuz Kusetoğlu, Ahmed Tolgay ve Üner Ulutuğ da düzyazı, gazete yazarlığı ve tiyatronun önde gelen isimleridir.
1964'ten 1974'e kadar gençlerin grup halinde Türkiye'ye yüksek öğrenime gitmeleri edebi çalışmaları genişletir. Yazı türlerinde çeşitlilik görülür. Milli konuların ağır bastığı dönemde Özker Yaşın, Oktay Öksüzoğlu, İlkay Adalı, Mehmed Levent, Sevgül Osman, Kamil Özay ve Fikret Demirağ önemli isimlerdir.
Dönemin bir başka zengin dalı tiyatrodur. Kutlu Adalı, Üner Ulutuğ, Bekir Kara ve Ahmed Tolgay bu dalda; Fuad Veziroğlu, Eşref Çetinel, İsmet Kotak ve Numan Ali Levent hikaye dalında isim yapmıştır.
İnceleme ve araştırma niteliği taşıyan eserler de bu dönemde ortaya çıkmaya başlar. Hasan Şefik Altay, Mahmud İslamoğlu, Oğuz Yorgancıoğlu, Kıbrıs'ta Türk folklor ve kültürüyle ilgili çalışmalar yaparlar.
1974'teki Türk Barış Harekatından sonra şiir dalı gücünü ve sayıca çokluğunu koruyacaktır. Fikret Demirağ, Mehmed Levent, Mehmed Yaşın, Neşe Yaşın, Hakkı Yücel, Kamil Özay, Feriha Altıok, Neriman Cahid, Filiz Naldöven, Nice Denizoğlu, Barış Burcu ve Bülent Fevzioğlu şiir; Timur Öztürk, Mustafa Gökçeoğlu, Ali Nesim hikaye; Ahmed Gazioğlu ve Sabahattin İsmail roman; Özden Selenge piyes; Nevzat Yalçın anı dalında önde gelen isimlerdir.
Bu yıllardan sonra özellikle araştırma-inceleme niteliği taşıyan eserlerin sayısında artış görülür.